Reklam
Tarih : 2025-07-18 12:52:27

Şahin: Üç beş şirketin sözcülüğüne soyunmayacağız, milletin temsilcileri olarak buradayız

Şahin, zeytinlik alanların madencilik faaliyetine açılmasını içeren torba kanun teklifinin  çevreyi, doğayı, vatandaşı, köylüyü, çiftçiyi, özellikle zeytin üreticisini düşünerek hazırlanmış bir yasa teklifi olmadığını belirterek "Bu, tamamen maden şirketlerinin ve maden şirketlerine karşı taahhüt altında bulunan iktidarın bir kısım düzenlemelerini ve sorumluluklarını ortadan kaldırmaya yönelik bir kanun teklifi.” dedi.

“Sözleşme bedelinin tamamının irat kaydedilmesine yönelik bir düzenleme” diyen Şahin, “Bu kanun teklifinin 8'inci maddesinde ön arama, genel arama ve detay arama faaliyetleri raporlarının ilgili dönemin sonuna kadar Genel Müdürlüğe yani Maden İşleri Genel Müdürlüğüne verilmesi sonrasında eksikliklerin tamamlanması amacıyla kendilerine verilecek bir aylık süre öngörülüyor. Geçmiş kanunda da benzer bir düzenleme var; geçmiş kanunda sadece para cezası vardı, burada ise teminatın irat kaydedilmesi söz konusu. Yine, bu düzenlemenin gerçekleşmemesi halinde sözleşme bedelinin tamamının irat kaydedilmesine yönelik bir düzenleme.” ifadelerini kullandı.

DEVA Partisi Genel Başkan Yardımcısı Şahin, Maden Kanunu'nun, 4 Haziran 1985 tarihinde yürürlüğe girdiğinden bu yana tam 30 kez değiştirildiğini hatırlatarak "Bu değişikliklerin çoğu, madencilik faaliyetlerini kolaylaştıran, doğa koruma önlemlerini zayıflatan düzenlemeler olmuş. 2004'te eklenen maddelerle de madenciliği büyük ölçüde serbestleştiren bir düzenlemeden bahsetmek mümkün. Örneğin, 7'nci maddede yapılan değişiklikle ormanlar, milli parklar, özel çevre koruma alanları gibi pek çok bölge madenciliğe açılabilir hale geldi. Her yeni düzenleme doğanın ve yaşamın üzerindeki tahribat riskini artırdı. Ancak üzülerek söylüyorum ki bugüne kadar yapılan hiçbir değişiklik doğal ve kültürel varlıklar üzerinde böylesine büyük bir baskıyı yaratmamıştı. Bu teklif, doğayı korumayı engel olarak gören bir bakış açısına dayanıyor. Kamu yararını şirket lehine tanımlayan bu yaklaşım, yaşamın kaynağı olan doğal varlıklarımızı korumaktan tamamen uzak.” açıklamasını yaptı.

Yasa teklifi tek bir noktasının bile değiştirilmeden Komisyondan geçirildiğini aktaran Şahin şunları kaydetti:

"Yirmi yedi saat aralıksız çalışmayı bir marifetmiş gibi Genel Kurula ve Türkiye kamuoyuna sunmak kadar, işin açıkçası, acemice bir duruş, acemice bir anlatım tarzı olamaz. Yirmi yedi saat aralıksız bir komisyonun çalışması ILO sözleşmelerine de aykırı, insan haklarına da aykırı ve bu kanun teklifinin asıl amacının yangından mal kaçırmaya yönelik bir girişim olduğunun da net bir ispatı ve göstergesi. Biz milletin temsilcileri olarak Parlamentodayız, üç beş tane şirketin sözcülüğüne soyunmayacağız, bundan sonraki süreç içerisinde de daima zeytinliklerini korumak isteyen Muğlalı köylülerin yanında olmaya, onların haklarını savunmaya devam edeceğiz."

  Hibya Haber Ajansı

© Copyright 2025 Haber Duvar Tüm Hakları Saklıdır.
Web sitemiz Hibya Haber Ajansı Abonesidir.